Uzun süre ekrana bakip ne yazacagimi hatirlayamadim. Aslinda yazacak anlatacak o kadar cok sey var ki, hangisiyle baslicam bilmiyorum. Ama ilk olarak yazin ve Berlin'in üzerimdeki etkilerinden baslayabilirim. Yazin gelmesiyle ve de isle olan baglarimi ufak ufak koparmaya baslamamla birlikte, kendimi daha cok gezip tozmaya ve kitap okuyup dinlenmeye adadim. Her güne bir aktivite sigdirma cabasi icindeyim. Örnegin, bu haftasonum, barbecue partisi ve göl maceralariyla gecti. Gölde yüzmek, denizle karsilastirildiginda, attan inip esege binmek gibi bir sey. Yani mecburiyetten olmasa hic girmem, isim olmaz. Yine sahili, kumsali varsa güneslenmek icin kullanirim ama cogunda yüzmek halen itici geliyor, ki su ana kadar en az 6-7 kere göle girmisligim var. Bugün Müggelsee denen göle gittik, Alman bir is arkadasim cok güzel oldugunu söylemisti, ben de inandim aldandim. Sahili yine idare ederdi ama su acayip pisti ve normal bir derinlikte yüzmek icin bir hayli caba sarfetmek gerekti. Su ana kadarki favori gölüm: Schlachtensee. Onun da plaji yok ama su mis... Havuzda yüzüyormus gibi hissettim kendimi. Bunlarin haricinde girdigim diger bir göl de Wannsee. Hatta en cok onda yüzmüsümdür. Plaji hos, etrafinda da su kayagindan tutun bot kiralamaya kadar pek cok aktivite var. Ama biraz fazla posh ve suyu pis.
Baska gölleri de deneyecegim sirayla, eger havalar bozmazsa :P
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder