Paris'te 3. gün. Daha önceki günlerde planlarımızdan ve günbegün yapacaklarımızdan bahsederken "Pazartesi DisneyLand !!" diyip duruyorduk ama Paris'te zaman ilerledikçe ben bu günü başka bir şehirde de geçirebileceğimi düşünüp, "Ay napceeem ki ben ordaaa??" diye söylenip kendi çapımda Disney Land'ı önemsememeye çalışıyordum ( asıl sebebi Roller Coaster'lardan korkmamdı tabi ki deeee!!) Ama gayet de eğlendim, beğendim, herkese tavsiye ederim =)

Sabah yine erkenden kalkıp haritada bile gösterilemeyecek derecede bize uzak olan Disney'e doğru yola çıktık. 71 Euroluk( eğlence parkı + studio) biletlerimizi aldııııık ve Mickey'e kavuşmak için var gücümüzle parkın içine daldık. Neden koşuşturduğumuzu halen anımsamıyorum =)Ama ilk space mountain 'a bindik, onu hatırladım. Binmeme konusunda çok ısrarcı davranmıştım ama arkadaşlarım " Gel yaa öle ayrı gayrı olmazzz" diyip beni ikna etmişlerdi. Endişe ettiğim gibi olmadı ama çok acayip beğendiğimi de söyleyemicem. Zaten sağdaki resimden halimi anlayabilmişsinizdir :P Sonrasında da Star Wars a gittik. Uzayda dolandık, durduk. Bir hayli midem bulandı burada. Bir sonraki hedefimiz Karayip Korsanları'ydı!!!Bir bota binip sularda geziniyorduk. Ama burada asıl dikkat çekici şey mekandaki dekorlardı. O kadar gerçekçi hazırlamışlar ki kendimi filmin setinde hissettim. Karanlık sulardan çıktıktan sonra arka arkaya iki roller coaster a bindik. Bir tanesi acayip eğlenceli olan Indıana Jones'tu. Artık adrenalin salgılamaktan başka bir şey yapmayan vücudum :P heyecanın her türlüsüne alışmıştı. Eğlenmenin yanında bağıra çağıra stres de atıyorduk, o kısmı da süperdi :D Studio'ya varmadan önce trene binip korku evine girdik. Tren gayet başarılıydı ama korku evini hiç beğenmedim. Korkmadım yahuuuu :D

Studio'da bindiğimiz araçlardan ilki Rock'n Roller Coaster'dı. Girişinde AC/DC, Pink Floyd gibi müdavimi olduğum çeşitli grupların plakları, gitarları sergileniyordu. Tam binmeden önce de Aerosmith üyeleri, Jaded parçası eşliğinde bineceğimiz şeyden haberdar olmamız için ufak açıklama yapıyorlardı =)Aslında buna pek gerek yoktu, 586965865 km/sn kare ivmeyle hareket ettiğini görünce nutkumuz tutuldu. Feci çığlıklar eşliğinde yolculuğu tamamladım :D Ama ilk başta ne kadar tedirginsem bittiğinde de tekrar binmek için bir o kadar hevesliydim. =) Sonra yeniden gelmeyi kararlaştırıp, Roller Coaster'dan aşağı kalır yanı olmayan Tower of Terror' gittik ( Az önce nette bu ismi araştırırken bizim Disney'de bulunmamızdan 1 hafta sonra bir çocuğun bu alete binip kötürüm olduğu haberini gördüm :S, ucuz kurtulmuşuz :P) Turgay'ın tutması gereken demiri de tutarak kendimi sağlama aldım ve aracın hareket ettiği tüm süre boyunca çığlık atmaktan yılmadım :)Ama asıl bombanın Nesibe, Işık ve Cengiz'in resmi olduğunu sonradan öğrendik. Nesibe bağırırıp saçları havada uçuşurken diğerleri buna bakıp sırıtıyor :) Yemeğimizi bir fast foodta yedik( fişini kaybettiğim için kendimi affetmicem :P) Sonra tekrar Rock'n Roller Coaster, studio'yu dolaştıran tren, sudaki Roller coaster derken saat 6 ya yaklaşıyordu ve studio kapanacaktı. Biz de diğer tarafa girip caddelerde takıldık, şatoyu dolaştıık. İnanamayacaksınız ama atlı karıncaya ( Merry Go Round) bile bindik. :):) Bir ara prensesin peşinden şatoya koştuğumuzu da hatırlıyorum :) Ama hemencecik kapıyı üzerimize kapatmışlardı :( Saray insanları hep böle yaa, bir ara Disney Land devrimi de yapmak gerekecek galiba :P:P Gece, diğer Disney Land ahalisi ile beraber Mickey ve arkadaşlarının geçiş törenini beklemeye koyulduk. Baya da kalabalıktı içerisi, öyle ki kameramla doğru düzgün bir çekim yapabilmek için tek ayağımın üzerinde duruyordum. Neyse ki çok geçmeden bizimkiler sahneye çıktı. En ön safta Mickey, ardından Minnie, bir kaç kötü şahıs, kelebekler, periler ve prensesle prens. Bu sıralarda grubumdan uzaktım, sonradan öğrendim ki Mickey geçerken Işık gaza gelip "Mikiiiiiiiiiiii!!!" diye bağırmış, Mickey de ona "Hi there" diyip el sallamış. :):) Güzel bir anı gerçekten :)

Disney Land maceramız böylelikle bitmiş oldu. Yine uzun bir yolculukla gerisin geri merkeze döndük. Diğer arkadaşlar farklı otellere yerleşmek üzere yanımdan ayrıldılar :( Akşam hep beraber Champs- Elysees'te 30 euroluk şık bir yemek yedik, Bordeaux şarap, beef &potato. Mmmmmmm =) Yemek esnasında Cem aradı, o sırada Paris'e yeni varmıştı. Otelde rezervasyonunun iptal olduğunu söylemişler ve barınabilmesi için zar zor bir family dorm ayarlamışlar :S:S Aynı sorunu sabah yaşayacağımdan habersiz St-Michel'de bir mekana, vur patlasın çal oynasın eğlenmeye gittim :S
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder