Herkes bazen karamsarlığa kapılıp kendi hayatında yoksun olduğu ama başkalarının sahip olduğu mutluluğu, sevinci, eğlenceyi kıskanabilir. Ne yalan söyleyeyim benim de "Vay bee şuna bak, ben burda kendimi bir sürü şey için hırpalarken o hiçbirşeyi umursamayıp dilediği gibi yaşıyor" dediğim insanlar oldu. Ama unutuyordum ki bu hayatta herkesin kulvarı ve erişebileceği mevki birbirinden farklıdır, farklı olmak zorundadır. Çünkü bir kere kimse eşit özelliklerle doğmadı ve aynı koşullar altında yaşamıyor. Gel gelelim, herkesin haz aldığı şeyler de haliyle farklıdır. Örneğin; benim için bu iyi bir aile, güzel dostlar ve anılar olarak belleğime kazınmış durumda. Hiçbir işe yaramayıp kendimi bıraktığım zamanlarda "Lütfen Çınar kendin için olmasa da annen için dayan" dediğim zamanlar çok oldu. Ya da canım en olmadık şeylere aşırı derecede sıkılmışken beni güldürmeye çalışan arkadaşlarımın varlığı benim için hep çok anlamlıydı. Psikolojik sorun + muhteşem bir kısır döngü değil miiiii kiiiiii, bazen de geçmişte canımı sıktığım olayların ne kadar önemsiz olduğuna canımı sıkıyorum. Aptal gibi güzel zamanlarımı bu tarz hüsnü kuruntulara harcamışım diyorum. Ama bunu yaparken eski özelliğimi tekrar ettiğimin farkında bile değilim. Geçmiş iyisiyle kötüsüyle geçmiştedir ve benim açımdan hiçbir hata yoktur. Çünkü herşey o anda olması gerektiği gibi yaşanmıştır, oturup yaptıklarına kafa yorup üzülmek bir insanı geriden başka bir yere götürmez. Tamamen unutmak gerekir de demiyorum ama en azından şu anki hayatımızı çok fazla yönlendirmesine izin vermemeliyiz. Hem iyi hem kötü hatıralar için bu söylediğim.. Kötülere verecek örnek çok, bir yakını kaybetmek, aşkına karşılık bulamamak bu tarz anılar arasında sayılabilir. Ama iyilerle de sürekli yaşanırsa, insan bir süre sonra şizofren olup gerçek hayatından kopar, belki de değişen hayatının hep eskisi gibi olmasını isteyip gayet de ümitsiz ve sonuçsuz bir hisse kapılabilir. Bu da tamamiyle yanlıştır tabi ki bence.
Peki 22 yaşında birisi olarak hayatımın güzel olduğunu düşünmemi sağlayan ne? Öncelikle hayallerimi ertelememek (ertelesem bile en azından kısa süreliğine) ve etrafımda bu hayalleri beraber yaşayabileceğim insanlara sahip olmak. Hayattan beklentilerimin çok fazla olmaması da bir diğer sebep. Çok zengin olmayı ya da çok iyi mevkilere gelmeyi dilemiyorum. Kim istemez ki diyeceksiniz, ben istemiyorum işte...Çünkü her zaman, bulunulan konumdan daha başarılı olmaya çalışmak beraberinde bazı fedakarlıklar getirir. Ve artık bu fedakarlıkları yapabileceğim ne lüksüm ne de gücüm var. Artık başarının, insanın hayatını hep dolu dolu yaşaması ve hem düşünsel hem de sosyal olarak belli bir ağırlığı olması ile kazanılacağını düşünüyorum.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder