Yıllardır çektiğim huzursuzluk + sabırsızlığın nedenini sonunda saptamış gibiyim. Bu his anlık mı yoksa sonra değişir mi bilmiyorum ama şu anda özgürlük, huzur ve mutluluk 3 lüsünü doyasıya yaşıyorum. Özgürüm, aynı zamanda da yalnızım :/ Huzurluyum, dışarda hayat çok sistematik, hangi ortamda bulunsam kendimi bir yabancı gibi hissetmiyor, güler yüzlü insanların yanında güvende olduğumu düşünüyorum. Mutluyum, çünkü bir hedefimi gerçekleştirdim. Metronomy 'nin "Everything goes my way" parçasını dinleyip duruyorum. Umarım hep böyle devam eder :)
Ruhsal durumumu açıkladığım bu bomba (!) intro dan sonra, gerçeğe, yaşamda olup biten herşeye bir giriş yapalım artık.. Eveeet çoğu kişinin bildiği üzere Berlin'de yeni bir hayata adım atmış bulunmaktayım. 1 Şubat günü başladı, yani daha çok yeni :D Halen kendimi biraz turist gibi hissediyorum, elimde haritayla dolaşıyorum. Ama zamanla herşey oturcak inş :P Deutsche Bank'ın Risk merkezinde, Data Analytics grubunda çalışıyorum. Ofis Berlin'in merkezi olarak bilinen Zoologischer Garten ın 100 metre ilerisinde. İşimi ve çalışma arkadaşlarımı çok sevdim. Zaten Erasmus hayatının etkisinden bir türlü kurtulamamış biri olarak ortamı beğenmemem imkansızdı. Grubumdaki nerdeyse herkes farklı milletten. Rusya-Çin-İngiltere-Endonezya-İspanya-Arjantin-Meksika-Yunanistan-Finlandiya-Fransa-Yeni Zellanda ve Türkiye karması bir grubuz :D Daha da katılacaklar olcakmış. Deutsche Bank'ın bu kolu 1 sene önce kurulmuş, o yüzden gruptaki en deneyimli kişi 1 yıllık çalışan :D Ben bile 2 haftalık deneyimimle aslında orta düzey bi eleman oluyorum çünkü her an her dakika şirkette yeni birisi işe başlıyor. 1 sene önce bir avuç insanlarken şimdi 400 kişi olmuşlar, olmuşuz :P
Ablam da benimle beraber 1 şubat çarş. gelmişti, daha sonra okullar açıldığı için pazar günü döndü. Berlin'deki ilk haftamda işime çok yakın (Kurfürstendamm caddesinde) bir otelde kaldım. Cadde, Berlin'in en işlek caddelerinden biri ve etrafında çokca alışveriş merkezi, mağaza, restaurant vb. var. Rahatıma, aynı zamanda da otel için harcadığım paraya diyecek yoktu :S:S:S Bir an önce kendi evimi bulup yerleşmek istiyordum. Mc donalds- burger king ikilisinden de tamamen tiksinmiş durumdaydım. Tam bu sırada sevgili iş arkadaşım Kleo devreye girdi ve bana istediim tarzda evleri bulabileceğim bir site önerdi. Nerdeyse 1 aydır pek çok siteye "Ev istiyooooom, mağduruuuum" gibisinden yakarışlarda bulunmama rağmen kimse beni iplememişti, ama bu yeni site resmen hızır gibi yetişti bana. Anında irtibata geçip, eşyalı 2-3 evi önerdiler. Ben de aralarından kirası en az olanı + en erken boşalanı seçtim. Sonuç: ikamet Neukölln !!!!Eve yerleşmeden önce ekşide semtle ilgili bir kaç yorum moralimi bozmuştu. Yok efendim Berlin'in çağlayanıymış. Acayip göçmen nüfus varmış. Berlin'in Çağlayanından nolcak yani :D Gayet güzel bir semt kanımca ve de başta u-bahn istasyonu olmak üzere alışveriş merkezi, Türk marketleri gibi pek çok önemli destinasyona yakınım.. Evim tek kelimeyle süper!!! Kirasına (590 euro) elektrik, su, ısı, internet her bi şey dahil. Bi de onlar için hesap yapmak zorunda kalmıyorum. Ayrıca evin içerisinde ütüsünden tribüşonuna kadar her şey vardı! Yani anlayacağınız yemek dışında eve hiç bir harcamada bulunmuyorum. Marketler fln da çok ucuz. Dünyaları alıyorum ama 7 euro tutuyor, daha fazla hesabı henüz görmedim, Allah da göstermesin :P Sadece marketler değil restaurantlar fln da çok uygun. Yani sevdik be Berlin'i... :D:D:D
Sonuç olarak, "Yeni bir aşk yeni bir iş,yine gülecek bir neden lazım
,yeni bir haber yeni bir kader, bunlar için bana şans lazım" sözleriyle kendi durumum arasında bir ilişki kuracak olursam sadece "yeni bir aşk" kısmını elde edemediğimi söyleyebilirim :P Kim bilir, belki de "Everyhing goes my way" in sözlerindeki gibi. "Love, I am in loveee agaiiiiiiin " derim. Oupss tarihler 14 Şubat'ı gösteriyor ! :P :P :P
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder