Bumerang - Yazarkafe

25 Temmuz 2011 Pazartesi

Bratislava & Viyana


1.GÜN BRATİSLAVA
Bir başka Erasmus gezisiyle karşınızdayım :) Erasmus insanlarıyla yaptığım Bratislava ve Viyana turundan bahsedeceğim. Bu şehirleri çok sevdim ben, umarım gördüklerimi güzel bir şekilde aktarabilirim. Hadi bakalım :)
Viyana'ya bir gezi düzenlicez dediler hemen katıldım. Bratislava yı önceden pek duymamıştım. O yüzden benim için Viyana odaklı bir geziydi ilk başta ama  Bratislava'nın da hayatımda artık ayrı bir yeri olacağını bilemedim tabi :)Bu geziden çok sonra izlediğim Euro trip filminin ti ye aldığı bir şehir  Bratislava. 4 arkadaş yollarını kaybedip bu şehre gelince "Holy crap!We are in eastern europe" gibi bir tepki veriyorlar.İzleyince baya gülmüştüm :) O kadar da değil yaa :D
Sarhoşlarla, gevezelerle dolu 12 saatlik çileli bir yolculuğun ardından Bratislava'daki kamp alanımıza vardık. Sineklerin çokluğu dışında hiçbir sorunun göze çarpamayacağı güzel, şirin, içinde ufak bir göl barındıran huzurlu bir alandı. İki İspanyol kız ben ve Başak bir bungalow a yerleştik. Sonrasında da gezi arkadaşlarımızla  beraber 0,50 euroluk metro biletimizle Bratislava merkeze gittik. Burda da faşist Slovak rehberimizi beklemeye koyulduk. Neden faşist dedim, çünkü şehri gezerken "Burası bir zamanlar kafir ve istilacı Türkler tarafından ele geçirilmişti ama sonrasında Tanrı'ya şükür tekrar bizim oldu" gibisinden bir şey söyledi. O zamanlar savaşlar fln oluyordu hep, güçlüydük, şehrinizi aldık diye ne kafir diyosun hödük!! Neyse bu tatsız anı bir kenara bırakıp şehre dönelim. Old town açılışı Bratislava National Theatre ile yapıyor. İlk gördüğümüz meydan dondurmacılarla güzel yemek yerleriyle dolu hoş bir yerdi. Tiyatronun az ilerisinde şair Hviezdoslav'ın heykeli bulunuyor. Bu meydandan Tuna istikametine doğru yüründüğünde Bratislava Castle görünebiliyor. Biraz daha içerilere yüründüğünde St Martin's Cathedral görülebiliyor.Katedralden sonra  Old town'ın asıl dikkat çekici yerlerine gelmiş oluyoruz. Alttan kadınların eteklerinin altına bakan, şapka tutan ve bankların yanında duran adam heykelleri şehre çok değişik bir hava katmış. İlginç olmuş bize de resim çekecek malzeme çıktı sayelerinde :D
Bratislava'da yemek olarak yediğimiz şey Bryndové haluisky idi. Meşhur Slovak yemeği, koyun peyniri ile yapılan patates köftesi oluyor. Güzeldi, tavsiye ederim. Bratislava gecemizi kamp alanındaki ufak bir parti ile tamamladık. Slovak biralarını ve vodkaları götürerek sosyalleştik, kaynaştık :) Çok sevdiğim arkadaşım Raphaelle de bu esnada tanıştım. Göl kenarında mitoloji ,Romanya ve vampirler gibi ortak zevklerimiz hakkında konuşmuştuk. O gecenin dostluk ve anlaşma adına İkimizin hayatında da farklı bir yer edindiğine eminim :)
Ertesi gün günübirlik Viyana'ya gidip geldik.
 
2.GÜN VİYANA
Günübirlik Viyana biraz beklentilerin altındaydı, yani bu güzel şehre daha fazla vakit ayırmak istiyordum ama kısmet değilmiş, bir dahaki sefere...
Viyana gezimiz benim ve birkaç Erasmus arkadaşımın öndekileri kaybedip, onları yakalamaya çalışmasıyla başladı. Sebebi de bendim :) Bir kebapçıya dalıp muhabbeti arttırmamdan dolayı benmle beraber kebapçıya gelen gençlerin de kaybolmasına yol açtım :S. Neyse bir müddet sonra öndekileri  St. Stephen Katedrali'nin orda yakalamayı başardık. Onlar baya bir yer gezmişti bizden önce ama napalım, kaybolarak biz de yeni yerler görmüştük :)
Türkleri 2. Viyana Kuşatması'nda savunmayı başaran Prens Eugene'in Heldenplatz'daki heykelini gördük. Bu seferki rehberimiz bizim hakkımızda atıp tutmadı daha mantıklı bir şekilde konuştu :) Atlarla dolu bir mekanı da gezdikten sonra yemeğimizi yedik ve bir grup arkadaşla Schönbrunn Sarayı'na doğru yola çıktık. Saray ve park muhteşemdi. İnsana huzur veriyordu adeta.
Sarayın bahçesi o kadar büyüktü ki gezdikten sonra artık Viyana'ya veda vakti gelmişti. Diğer arkadaşlarımızla otobüsün bıraktığı yerde buluştuk ve tekrar Bratislava'ya doğru yol aldık.
     
3.GÜN TEKRAR BRATİSLAVA
Bratislava o kadar ufak bir şehir ki tekrar geri döndüğümüzde gezecek görecek yer nerdeyse kalmamıştı. O yüzden daha çok arkadaşlarla yaptığımız barbekü partisinden bahsedeceğim. Gayet eğlenceli geçti. Biraya doyum olmadı yine :) Ama bu sefer bir de absinth ile sarhoşluk doruk noktasına ulaştı :) Bazı arkadaşlara özel yardım gerekti :) Değişik şekilde dans eden Polonyalıları hiç söylemiyorum bile :) Tabi yine göle gidildi. :D Değişik fotoğraflar çekildi ve heralde gece 4-5 gibi uyumaya gittim. Halen eğlenenler vardı tabi.

Bratislava'daki son günde farklı olarak sadece Novy Most adlı kuleye çıkıp Tuna'yı ve şehri seyrettik.  Öğlene doğru otobüsümüzle Varşova'ya doğru yola çıktık.
     

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Bumerang - Yazarkafe