Bumerang - Yazarkafe

25 Temmuz 2011 Pazartesi

Rumba De Barcelona :D

Şimdi nerden başlamalı bilmiyorum ki :) Barcelona yaa normal bir şehir değil ki :) Hem mimarisi hem futbol takımı bir acayip bir enteresan. Deniz kum güneş desen var, parklar gezintiler desen o da, görülesi binalar da, e bir de aşmış bir futbol klübü. Bir şehir daha neye sahip olsun :)

Barcelona'ya hem Başağın doğum gününü kutlama hem de Cansu'yu ziyaret amaçlı gitmiştik.Hiç unutmam 26 Mayıs 2010 :) Gece geç saatte şehre vardık. Taksiyle La Rambla'daki hostelimize gittik. Çok canlı bir cadde La rambla. Gecenin o saatinde bile dopdoluydu, gerçi bazı insanların tipleri biraz kayıktı ama olsun :)

Sabah yazlık kıyafetlerimizi giydik. La Rambla'da bir yukarı bir aşağı dolaştık durduk. Christoph Colomb heykelinin oralarda fotolarımızı çektik. Öğle vakti Urquinaona durağında Cansu ile buluştuk ve soluğu Burger king de aldık. Yemekler Barcelona'da çok pahalıydı yaw. Burger bile pahalıydı siz düşünün yani. Neyse bir şey almadan oturduk Cansu'yla sohbet edip hasret giderdik sonrasında da şehri gezmeye devam ettik. Önceki hostelimizle sadece bir gece kalmak üzere anlaşmıştık o yüzden yeni bir hostel arayışına girdik. Neyse ki uygun fiyata başka bir hostelle anlaştık. Bedeli biraz ağır oldu ama oralara girmiyorummmm :) Burda adı Veronica'ydı galiba İtalyan şişko bir kızla tanıştık arada şehri beraber gezmek üzere anlaştık.

Barcelona'da neler yapmadık ki! İlk gün denize girdik., güneşlendik, biralarımızı yudumladık. Barcelonanın plajı (Barceloneta Beach) hem parasız hem de gayet büyük,kumu falan tertemiz. Girenler denizin soğuk olduğunu iddaa ettiler ama kaç senedir Altınoluk'un suyuna alışmış bir insan olarak bana iyi geldi. Neyse sonra içinde kocama bir Mamut figürü olan bir parka gittik adını unuttum. Süper bir su çeşmesi vardı burda yani otur bir yere izle :)

Akşam Port Vell' e gittik ıslandık. Başağın doğum gününü kutladık. Sonra da tapas&sangria ziyafeti çektik. Toplam 14 Euro tuttu:) Bu arada bir tapası 3 kişi yediğimizi söyleyeyim :) Yemekten sonra herkes hostelinin, yurdunun yolunu tuttu. Ertesi gün hostelimizdeki İtalyan kızla beraber rehber eşliğindeki free walking tour a katıldık. Barcelona'nın iç sokaklarını keşfettik. Rehberimiz gayet tatlı bir İngilizdi, kendini dinlettiriyordu.:) Walking tour un bitme saatine yakın Cansu ile buluşup Gaudi'nin La Sagrada Familia'sını ve Parc Güel'ini gezdik. Özellikle Parc Güel beni benden aldı. O binaların şirinliği, şehrin tepeden süper görüntüsü görülmeye değer.

Sondan bir önceki gece Cansu'nun yurdunda kaldık. Bizim yurdun yanında 5 yıldızlı otel kalırdı burası:) Gayet düzenliydi, mutfağından duşuna tut her bi şey vardı içerde ama sonradan öğrendik ki bir o kadar da pahalıymış. Burda Başağın doğum günü için pasta falan kestik. Cansu bize kalimaço hazırladı :) Doğru hatırlıyorsam siyah bira ve şarap kullanmıştı. Tadı gayet hoştu. Ama Fransız arkadaşımız Dany biz onları orta okulda içiyorduk diyip alay etmişti bizlen:)

Son gün yine yeniden plaja gittik. Nou Camp'a uğradık ama maalesef sadece dıştan. Çünkü içeriye giriş gayet pahalıydı. Keşke o an bir maç olsaydı da onu izleseydik dedik. Akşam yurtta İspanyolca Eurovision izledik. Cansu ve arkadaşları (Selin&Suna) İspanyolca olayında aşmışlar adam ne dediyse çevirdiler helal dedim :) Gece 2 gibi, yurttaki duraktan kalkan gece otobüsüyle Barcelona merkeze gidip ordan da  yürüyerek havaalanına gidecek otobüslerin alanına gittik.(bu esnada çok kötü bir manzaraya tanık olduk :S belirtmesem daha iyi yani)Otobüsle uçağa ordan da Varşova'ya gittik ama Barcelona aklımızdan uzun bir süre çıkacak gibi değildi...

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Bumerang - Yazarkafe